Perşembe, Ekim 21

Din - Siyaset ilişkisi üzerine

İslam hayatın her alanında düzenlemeleri öngören bir dindir. Ve bunu gerçekleştirmek içinde toplumsal dönüşümü tebliğ yoluyla yapmayı tavsiye eder. İslam'ı hakim kılmak düşüncesinden yola çıkanların, yaşadıkları toplumu yok saymaları ve onları ötekileştirmeleri, Hz.Peygamber'in hayatında hiç ama hiç başvurmadığı bir metoddur.
Tam tersine Hz.Peygamber Mekke ve Medine'de toplumun her seviyesinde insanlarla birlikte yaşamış ve onlara İslam'ı anlatmıştır.
Bugün ise islami cemaat ve hareketler, kendilerini Hakk'ın merkezi tayin ederek, toplumu fasıklar, sapkınlar, dalalet içinde olarak görerek daha en başından tebliğ ve iletişim kanallarını tıkamaktadır.
Özellikle yöntem olarak siyaseti seçenler, kendilerini destekleyenleri Hak yolda, destek vermeyenleri ise batıl yolda olmakla suçlayarak, adeta müslümanlığı kendi tekelinde sanmaktadırlar.
İslami ilke ve esaslardan beslenerek siyaset yapmak ve bunu toplumsal dönüşümün unsurlarından biri olarak görmek, bir yapma biçimidir.
Ancak toplumun yönetim erkini bu yöntemi kullananlara vermemesi o toplumun sapıklığına ve islam dışılığına işaret etmez.
Çünkü Türkiye gibi yüzyıllardır islami değerlerle yoğrulmuş toplumların yaşadığı topraklarda hiçbir zaman islamı kendine hedef seçmiş siyasetlere yönetim erkini teslim etmemiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder