Çarşamba, Ocak 11

İslamcılar MİTÇİ mi oldu?

Uludere’de yaşanan acı olayın ardından medyada yeni bir tartışmanın fitili ateşlenmiş oldu. Tartışmanın tarafları İslamcılıkları ile öne çıkan kalemler ve Uludere’de MİT’in ve Hükümet’inzaafı olduğunu iddia eden Liberaller.
Doğrusu bu tartışmaya önümüzdeki günlerde daha çok şahit olacağız. Pazartesi günü Mehmet Baransu’nun, Salı günü de Yıldıray Oğur’un yazılarındaki ağır ithamlar ve suçlamalar bu tartışmanın devam edeceğini açıkça gösteriyor. Öncelikle bu tartışmaya Cemaat’i karıştırmamak lazım. Çünkü Ekrem Dumanlı Pazartesi günü Zaman Gazetesi’nde yayınlanan yazısında Taraf, Mehmet Baransu, Önder Aytaç ve Emre Uslu’nun yapıp ettiklerinin Cemaat’e maledilmesinden rahatsız olduğunu açıkça yazdı. Zaten sözkonusu isimler, Cemaat’le ilişkilerinin olmadığını ve yaptıklarının Cemaat’i bağlamayacağını sık sık dile getiriyorlar. Dolayısıyla bu tartışmada Cemaat, bahsi diğer bana göre de.
Peki İslamcı kalemler gerçekten MİTÇİ mi oldu?
Baransu,” tıpkı bir zamanlar TSK’yı savunan kalemlerin sustuğu gibi siz de susacaksınız”, Yıldıray Oğur da, “Geçmişte bize parmak sallayanlar ellerde altın alyanslar olurdu, şimdi yine birileri parmak sallıyor ama tek farkı o parmakta gümüş yüzük olması” diyorlar yazılarında. Her ikisi de ağır ithamlarda bulunuyor.
Gazetecilik ilginç bir meslek haline geldi Türkiye’de. Hükümet için en büyük tehlike de buydu zaten. Medyayı dizayn edelim derken bambaşka bir manzara ile karşı karşıya kaldı Hükümet. Kimin arkasında kim vardır bilemeyiz. Ucuz ithamlara hiç gerek yok. Şunun arkasında ABD-İsrail bunun arkasında Başbakan, öbürünün arkasında Cemaat var gibi ucuzcu olmamak lazım.
Baransu, Aytaç, Uslu gibi kalemler her dönemde varolmuştur. Fakat bu arkadaşların “herşeyi biz biliriz, tek doğru bizim görüşümüz” ve “eğer bu iddiama karşı çıkan varsa, o ya darbecidir ya da şimdi olduğu gibi Hükümet’e yalakalık yapıyordur” yollu yargıları tehlikeli bir noktaya gelmiştir. Bu arkadaşların gazeteci midir? Asıl tartışılması gereken nokta da bu sanırım. Geçtiğimiz günlerde Mehmet Acet’in Haber7.com’daki isim vermeden Emre Uslu’yu eleştirdiği yazısı bu anlamda dikkate değer bir yazıdır.
İslamcılar’ın MİTÇİ olmadığına şahsen ben eminim. İslamcılar bu ülkede en çok örselenen kesimdir. İslamcı kalemleri MİTÇİLİK’le suçlamak Baransu ve Yıldıray Oğur gibilerin haddine değildir. Bu arkadaşların iktidarda AK Parti varken gösterdikleri cesareti(!) önemsiyorum. Ama mesele 28 Şubat gibi günlerde cesur olabilmektir. Bugün MİTÇİ diye suçladıkları pek çok isim o günlerde bu cesareti göstermiş dostlarımızdır.Peki bu arkadaşlar o dönemde nerelerdeydiler acaba? Bakmak lazım doğrusu.
Her şartta ve zeminde dik durmak cesaret işidir. Bugün itham ettikleri İslamcı kalemlerin çoğu o günlerde bedel ödemiş insanlardır. Bugün bazı kalemlerin, Baransu, Uslu ve Aytaç’la birebir aynı düşünmedikleri için MİTÇİLİK’le suçlanmaları ayıptır.
Taraf’ın gazetecilik yapmasına söyleyecek sözüm yok. Bir gazetenin attığı manşetler nedeniyle Hükümet tarafından linç edilmesine de karşıyım. Ancak bir gazetenin attığı manşeti ve haberleri eleştirenleri üstü kapalı tehdit etmek nasıl bir gazetecilik anlayışının göstergesidir Allah aşkına!
Ne demek hepiniz susacaksınız!
Nedir bu kabadayılık!
Altın alyanslı parmakların yerini gümüş yüzüklüler aldı ne demek!
Beyim siz kim oluyorsunuz Allah aşkına. Şimdi bizde “dün bizi tehdit edenler eli silahlılarla iş tutan kalemlerdi şimdi de servislerle çalışan gazeteciler” desek çok şık bir iş mi yapmış oluruz?
Şimdi bu değerlendirmelerden Uludere olayının ortaya çıkarılmasını istemediğimiz ya da Başbuğ’un yargılanmasından rahatsız olduğumuz anlamını çıkarmak isteyenler çıkabilir.
Hayır asla!
İlker Başbuğ hakkında bu kadar iddia varken yargılanmaması hata olurdu. Elbette hesap vermeli. Yaptığı yanlış işler varsa ve gerçekten iddia edildiği gibi “darbe yapmaya teşebbüs” suçunu işlediyse hesap vermelidir. Uludere olayında da sorumlular her kim ise mutlaka cezasını çekmelidir. Bu ülke de bu acıları bir daha yaşamak istemiyorsak mutlaka bu karanlık noktalar aydınlatılmalıdır. Biz sonuna kadar gidilmelidir diyenlerdeniz.
Benim canımı sıkan birilerinin İslamcı kalemleri itibarsızlaştırmaya çalışması, herşeyi biz biliriz edası ve kendilerini eleştirilemez ilan ederek kutsamasıdır.
Uludere olayında daha ne olduğu belli olmadan “sorumlu MİT” ilan edildiğinde kendi kendime “Eyvah!” demiştim. Twitter’da yazdığım ilk cümle şu olmuştu; İsrail’in istenmeyen adam ilan ettiği Hakan Fidan’ı birileri linç etmeye mi çalışıyor?”.
Hakan Fidan’ı tanımam, MİT’le ilişkim yok ama İsrail bir adamı “istenmeyen adam” ilan etti ise o adam mutlaka Siyonistler’in çarkına çomak sokmuştur ve iyi de yapmıştır diye düşünüyorum.
Şimdi bunu düşündüm diye MİTÇİ’mi oldum acaba!
Biz İslamcılar/Müslümanlar’ın Ümmet ve müslümanların maslahatı diye bir endişesi vardır. İsterseniz bunu bir örnekle açıklayalım; siyasi anlamda Başbakan Erdoğan’la ayrı düştük ama Erdoğan’ı doğal olmayan yollarla hedef seçip “öldürmek” ve “linç” etmek isteyenlere karşı tavrımız, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun RefahYol hükümetine dışarıdan destek verirken söylediği söze yakındır. Ne demişti o günlerde merhum Muhsin Yazıcıoğlu; “Müslümanların iktidarını engelledi dedirtmem”
Ben kendi adıma böyle düşünüyorum. Hatalarını görmekle ve eleştirmekle birlikte AK Parti iktidarına da, ona destek veren İslamcı kalemleri de biz kardeşimiz biliriz. Ama hiçbir zaman kardeşlerimize “parmak” sallamayız bazılarının yaptığı gibi. Bilinsin istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder