Cumartesi, Kasım 17

Masa da oturup yazı yazmanın utancı içinde zulme isyanımdır

Filistin benim vatanımdır.
Gazze benim vatanımdır.
Filistin Davasımız’ı unutturmak için çalışanlara veyl olsun. Filistin Davamız’ı sulandıranlara, kulluk bilincini, Ümmet olma bilincini kaybedenlere ve insanlığını kaybedenlere VEYL olsun.
Hiçbir siyasi hesap, Allah’ın üzerimize yüklediği sorumluluktan daha önemli olamaz.
Yeryüzünde mazlumlarla dayanışmamızı, Filistin’le, Gazze’yle dayanışmamızı, onlar için kahrolmamızı, dua etmemizi, gözyaşı dökmemizi ve tarafımızı belli etmemizi Allah’ın emri gereğince yapmak boynumuzun borcudur.
Siyonist İsrail’i, onun oyuncağı ABD’yi ve uşaklarını, kutsal Haçlı ittifakının merkezi İngiltere ve yerli işbirlikçilerini ve dahi tüm düşmanları “düşman bilmek” imanımızın gereğidir.
Filistin Davamız’dan kan damlarken normal bir hayat süremeyiz.
Bağırmaktan, çağırmaktan, duadan bir şey çıkmaz diyemeyiz.
Sen engel olamazsın diyemeyiz!
Allah bizden gücümüz yettiğince ne istiyorsa o sorumluluğu yerine getirmekle mükellefiz.
Konuş diyorsa konuşacağız, bağır diyorsa bağıracağız, dua et diyorsa dua edeceğiz!
Sorumluluk makamındakiler sadece görevlerini yapsın diye bekleyemeyiz.
Onlar da sorumlu biz de sorumluyuz. Onların sorumlulukları daha büyük ve kapsamlı ama onların sorumluluğu bizim mükellefiyetimizi üzerimizden kaldırmaz.
Filistin için çabalamak her mümin üzerine FARZ’dır.
Geçmişte de bu işler boş diyenleri çok duyduk dinledik. Onların sapması ya da hassasiyetlerini kaybetmesi bizim hesabımız değil. Biz Allah’a vereceğimiz hesabın derdindeyiz.
Hesap günü gelip çattığında “Ya Rabbi ben Filistin için canımı veremedim ama can verenlerin, kanı dökülenlerin ve mazlum Filistin halkı için gücümün yettiğini yapmaya çalıştım. Dua ettim, yardımını diledim, zalime buğz ettim” diyebilecek miyiz?