Cuma, Nisan 5

Meğer Ben Türkmüşüm!

Üniversite sınavına hazırlandığım yıllarda dersane de bir arkadaşım vardı.
Ülkü Ocakları’na gidip gelirdi ve aynı mahalle de oturuyorduk ve ikimizde Trabzonluyduk.
Bu arkadaş bir gün bana
- Hepimiz Türküz dedi
Ben kendisine
- Hayır ben Lazım dedim
Kızdı, öfkelendi ve bana;
- Ne Lazı ulan, soyadın bile Türk görmüyor musun? Dedi.
Ben ısrarla;
- Hayır ben Müslüman bir Lazım dedim.
Hiçbir şey söylemedi, sadece öfke ile yanımdan uzaklaştı.
Arkadaşın adı Ahmet soyadı ise Öztürk’dü.
Yani her ikimizde hem Trabzonlu hem Öztürk soyadını taşıyorduk.
Fakat o bana bir türlü Türk olduğumu kabullendiremedi.
Yıllar sonra Amcam’a köklerimizi sorduğumda ise şu cevabı aldım;
Dedemizin babası yani büyük dedemiz Orta Asya’dan gelmişler ve kardeşlerden biri Trabzon Akçaabat’a diğeri Samsun’a yerleşmiş.
……………………………………………………….
Bu hikayeyi niye mi anlattım?
Kendimi hiç Türk olarak tanımlamadım çünkü Müslümanlığım hep ilk kimliğimdi. Alt ve üst kimlik diye bir kavram hiç literatürümde olmadı.
Benim için tek ölçü vardır; Allah ve Rasülü’nün ve o yolu takip edenlerin koyduğu ölçü.
Benim için tek millet vardır; İslam Milleti
Modern Çağ önce aramızda sorunları üretti.
Sonra birbirimizi öldürttü Türklük ve Kürtlük bahanesiyle.
Şimdi ise Kürtler biz Ulus olmak istiyoruz dediler.
Türk Ulus oldu TC oldu.
Kürt Ulus olunca Kürdistan olsun.
Ne fark eder ey dostum!
Zillet ve pranga sürdüğü sürece Türk olmuşuz, Kürt olmuşuz, Arap olmuşuz ne fark eder!
HEP BİRLİKTE İZZET VE ŞEREF SAHİBİ İSLAM MİLLETİ OLMADIKTAN SONRA NE FARKEDER!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder