Salı, Temmuz 2

Yola çıkmak için azık ve hazırlık gerek

Uzaklarda bir toz bulutu belirdi
Beton yığınlarının arasından görebildiğim kadar uzak ufuk çizgisinde
Şehre doğru ayakları yere değmeden yürüyen bir grup atları üzerinde ilerliyorlardı
Atlarının ayakları yere değmeden gelen bu atlılardan yükselen toz bulutu nereden yükseliyordu o halde.
Dur dedim kendime, bekle, yaklaştıklarında ancak anlayabilirsin bunu
Bekledim, yaklaşıyorlardı ama hala uzaktaydılar
Onlar hareket ediyorlar ve ilerliyorlardı ama yakınlaşmamışlardı
İlerleyen ama yaklaşmayan bir zaman aralığındaydık
İlerleyen şey yakınlaşır yaklaşır düşüncem altüst olmuştu
Öylece ilerleyişlerini sürdürdüler ama yakınlaşamamıştık
Öyleyse madem onlar ilerliyor ve bana yakınlaşmıyorlarsa, sorun bende olmalıydı
Olduğum yerden ileri doğru bir adım attım, bir adım daha, ardından bir adım daha
Ve sonunda uzaktaki atlılarla yakınlaştığımı anladım
Koşmaya başlamıştım o uzaktaki atlılara doğru
Anladım ki onlar her zaman ilerliyorlardı zaman ve mekan kavramının altüst olduğu bir alemde
Yaklaşması gereken benmişim meğer
Yani onlara doğru ilerlemesi gereken, adım atması ve koşması gereken
Koştukça yaklaştığımı hissediyordum, sonra yorulduğumu hissettim, durdum
Atlılardan biri bana doğru baktı ve seslendi;
Ey abdulllah; bize ulaşmak, bizimle birlikte bu alemde koşmak ve durmaksızın ilerlemek
Her kişinin değil, ER kişinin işidir. Er kişi olmak için iyi bir binek, yola çıkmak için azık ve her türlüğü zorluğa hazırlık gerekir. Şimdi orada dur ve bir müddet dinlen. Görüyorum ki; senin bineğin yok, azığın az ve hazırlığın yetersiz. Bineğini, azığını ve hazırlığını kuşan ve sonra yeniden ufka doğru bak bizi göreceksin. Biz yine orada olacağız ve sen bizi yeniden göreceksin. Buluşmak için hazırlık yap.
İrkilmiştim ben olduğum yerde dururken onlar gözden kayboldular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder