Cuma, Nisan 4

Şimdi sadece...

Kötümserdim.
Hayata karşı kötümser olmalıyım düşünürdüm. Genelde kötümser olduğumu düşünürdü insanlar eskiden beri. Oysa ben fazlasıyla iyimserdim. İyimser olmasaydım halime bakıp kaygıdan ölebilirdim aslında. Belki ölmezdim ama yataklara düşebilirdim hastalıktan.
Oysa fazlasıyla kaygılı olmak bir bakıma teslimiyete isyan etmekti benim için.
Şimdiler de fazlasıyla kaderci buluyor dostlarım beni. Olan bitene bakıp hiç endişe taşımıyor olmam sebebiyle kaderci olmuştum.
Gücüm bu kadarına yetti, yetiyor.
Her şeyi düşünerek ve kaygı duyarak sadece kendimi paralamışım meğer. Sorumluluk hissi ile gücümün yettiğini yapabilme arasındaki dengeyi kurmak gerektiğini artık daha iyi anlıyorum. O, şu, bu vs her şey hakkında fikir sahibi olmak ve bilmek zorunda değilim. Gündelik bilgi çöplüğü olan zihnimi tortulardan temizlemek gerektiğini anladığımda 40 yaşıma ramak kalmıştı.
Bunu anlamak 40 yılıma sebep oldu.
Ortaokul yıllarımdan beri omzumda taşıdığını sandığım “dava” yükünü, davasız adamlardan kurtarmanın vakti geldi dedim kendimce. Kendimi ve davayı bu adamlardan kurtarmalıydım. Dava diye diye üstlendiğimi zannettiğim ağır yükün altında ezilerek büyüdüm ben.
Şimdi davasız bir adam mı oldum peki!
Hayır!
Dava dediğim şeyin ya da zannettiğimiz şeyin daha iyimser bir tavırla daha rahat taşıyabileceğimi anladım sadece.
Artık sadece günahlarıma ağlıyorum.

1 yorum:

  1. Dava ne ifade eder ki? Yani dava deyince ne gelir insanın aklına. Ağır bi kelime. İnsanın beynine oturuyor tüm haşmetiyle.

    YanıtlaSil