Perşembe, Haziran 9

Güle güle "Hazret"

“Gamdan beni azad et …..” Merhum Sefer Muhibbi El Cerrahi Hazretleri’nin sesinden bu ilahiyi hiç dinlediniz mi bilmiyorum ama dinlemediyseniz dinlemenizi tavsiye ederim. 8 Haziran (9 Ziikade 1443) Çarşamba günü yani dün Eyüp Sultan Hazretleri’nin huzurunda, merhum Mevlana İdris Zengin Ağabeyi uğurladık ve “sırladık”. Mevlana İdris Zengin Abinin hususi hallerini elbette onun daha yakın dostları ve ailesi yazacak ve anlatacaktır ki bu elbette onların en doğal hakkıdır ve yakışanıdır. Bendeniz benim gönlümdeki dost, ağabey, şair, nezaket timsali, beyefendi Mevlana Abiden bahsedeceğim. Çok uzun uzadıya sohbetimiz olmadı Mevlana Abiyle ama gönül yakınlığımız vardı. Bir hadise olunca mesajlaşır, kısa ama çok kısa kanaatlerimizi paylaşırdık. Ya ben sorardım ya da O bana mesaj atardı. 2013’te başlamışız Mevlana Abiyle mesajaşmaya ve hiç silmemişim, hepsi birer inci tanesi gibi duruyor. Mevlana Abinin kardeşi dostum Salih Zengin’le daha fazla teşriki mesaimiz olmuştur. Hem Mustafa Kutlu bağlamında hem de ortak dostluklar vesilesiyle. Mevlana İdris deyince akla çok şey gelir ama en fazla “Çocuklar” gelir şüphesiz. Çocuk Edebiyatı bakımından Mevlana İdris Türkiye’de Mustafa Ruhi Şirin ile birlikte sayılabilecek isimlerin başında gelir. Çocuk Vakfı çalışmaları ve Çocuk Edebiyatı alanında eserleriyle ödül almış bir Şairdir Mevlana İdris Ağabey. Öyküler, hikayeler, şiirler kısacık ömre sığdırılan onlarca konferans, konuşma ve yayın. Daha ne yapabilirdi ki Mevlana İdris Zengin bizim için. Arkasında sadaka-i cariye sayılacak onlarca eser ve yayın bıraktı. Kıymeti bilinir, bilinsin inşallah. O’nu uğurlamaya gelen dostları, sevenleri ve belki de eserlerini okuyarak büyümüş genç kuşaklar vardı tabutunun başında. Dillerde dua terennümleri, yüzlerde gam, gönüllerde keder vardı. Öylesine samimiydi uğurlamak için gelenleri de. Ailenin direği kardeşi, dostum Salih Zengin’le yoğun bakım sürecinde sürekli iletişimde kalmaya gayret ettim. Salih Zengin telefonda “Abicim dua, dua, dua vakti” sözleri sabaha kadar bin kere beynimde dolandı durdu. Tanıdık herkesten dua istedik. Ama “vakt erişti” tamam oldu ve emaneti teslim ettiği haberi geldi Salı sabahı 8’de. Mevlana İdris Zengin 56 yaşında, Cahit Zarifoğlu ile aynı güne tevafuk eden tarihte, dünya çilesini tamamlayıp Rabbine kavuştu. Mevlana Abi uzun bir aradan sonra çıkardığı Çeto dergisiyle uğraşıyordu. İstanbul’da fazla durmuyordu, genelde seyahat ve hareket halindeydi. Son karşılaşmamız Horhor yokuşunda oldu. Pandemi günlerinin ardından bir tabure üstünde oturup çay içip sohbet ettik. Her zamanki gibi biz gevezelik yaptık o da vakur haliyle, sukünetle dinledi. Az ama öz konuşur ve yorum yapardı zaten. Bir cümle eder ve durumu özetlerdi. Bendeniz Mevlana Abiyi gönülden sevdim hep. Yaşı bizden büyüktü, akran değildik ama “gönülden gönüle akan bir nehir” vardı sanki aramızda. Sık sık twitterda Mevlana Abi bir şey yazmış mı diye bakardım kaçırmamak için. Bazen onlarca mesajını geriye dönerek okurdum. İnsanı dünyanın süfli havasından koparıp hakikati hatırlatan kısa mesajları ile silkeleyip kendine getirirdi. O bakımdan beslendiği hakikat pınarı sağlam ve tefekkürü derin ve çok güçlüydü. Kimileri böyledir işte. Bizim gibi kelime israfı yapmaz. Bir cümle eder ve anlatır bütün hakikati çepeçevre insana. İşte öyle hakikatli bir insanı dün Eyüp Sultan’da Rabbimizin huzuruna uğurladık. Kendi ifadesiyle “binler rahmet olsun sana Hazret”. Mekanın cennet olsun, yoldaşın ve refikin Gül Çocuklar olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder